İmplant; eksik olan diş kökünün titanyum malzemelerden yardım alınarak yeni ve sağlıklı bir kök oluşturulmasıdır. Halk arasında implant işlemi kökün üzerine yerleştirilen porselen veya zirkonyum diş olarak algılansa da işlem sağlıklı bir diş kullanımı için hazırlanan kök olarak düşünülmelidir. Diş kayıplarının tamamlanması için kullanılan implant diş tedavisi, çene kemiğinin üst ya da iç kısmına yapılır. Diğer dişlerle ve çeneyle tutunan ve titanyum malzemeden üretilen proteze kısaca implant denir.
İmplant tedavisinde titanyum kullanılmaktadır. Ağız sağlığına gereken önemi gösterilmeyen zamanlarda içinde vida çevresindeki kemik dokusunda erime görülebilir.
Farklı nedenlerden dolayı kaybedilen dişlerin fonksiyonel ve estetik açıdan yeniden kullanıma kazandırılması işlemine implant tedavisi adı verilir. İmplant tedavisinde çene kemiğine vücut tipiyle uyumlu malzemeler yerleştirilerek yapay bir diş kökü elde edilir. Bu tip ihtiyaçlarda kullanılan köprü, kaplama veya damak protezler, implant diş görüntü açısından da normal dişten farklı değildir.
Sabit protezlerde ve tek diş eksiklerinde komşu dişlerin kesilmesine gerek kalmadan da implant diş kullanılabilir.
Dikişsiz implant diş eti kesilmeden yapıldığı için tedavi boyunca dikiş işlemine de gerek kalmaz. Bu yöntem, tedavi süresinin de düşmesini sağlar.
Diş implantları, insan vücudu ile uyumlu küçük titanyum vida ve üzerine gelen abutment ile birleştirilir. Ardından yapılan kronlarla da tedavi tamamlanır. Titanyum vidanın özelliği ise doğal diş kökünün görevini yapması için geliştirilmiş çene kemiğine uyumlu yapay diş kökü olması. Tedavi bir ya da daha fazla meydana gelen diş kayıplarında uygulanabilir.
İmplant tedavisi öncesinde kemik yoğunluğunun ölçülmesi gerekir. Sonuçların yeterli olduğu hastalara implant işlemi uygulanabilir. Şeker ve kalp-damar hastalarının tedavilerinin sürmesi, sorunların kontrol altına alınması ve hastanın hekiminin tedaviye onay vermesi gerekebilir.
Tedavi görecek kişilerin kemik yapısının uygulama için yeterli sağlamlığa sahip olması gerekir. Çene kemiğinin bu tedavi için uygun olmaması halinde kemik ekleme veya greftleme gibi yardımcı tekniklerden destek alınabilir.
İmplant Tedavisi öncesinde hekim hastanın ağız yapısı üzerinde belli tetkikler yapar. Ağız içinde bulunan yumuşak ve sert dokuların yeterli miktarda olmasının yanı sıra yeterli kalitede olması da önemlidir. Kemik yapısının belli bir genişliğe ve yüksekliğe sahip olması da aranan şartlar arasında sayılır.
-Kemik yapısının sağlamlığını engelleyen kemik hastalıklarının olmaması,
-Şeker ve kalp-damar hastalıklarının yaşanması ve
-Tedavinin başında enfeksiyonel hastalık geçiriliyor olması sürecin hekim kontrolünde kararlaştırılmasını gerektirir.
İmplant tedavisi iki aşamadan oluşur. Bunlar;
Tek bir diş için implantın yerleştirilmesi, 10-30 dakika arasında sürmektedir. Bu süre sonunda kökün üstüne geçiçi kuron yerleştirilir. Bu kuron dişin şablonu olarak düşünülebilir. 1-3 ay arası bir bekleme süresi sonrasında, bu geçici kuron çıkarılır ve yerine kalıcı kuron yerleştirilerek tedavi tamamlanır.
İmplant diş lokal anestezi altında çene kemiğine yerleştirilir. Ağrısız bir operasyon olan yerleştirmenin ardından anestezinin geçmesiyle birlikte hafif bir ağrı hissi yaşanabilir. İlk cerrahi işlemin ardından hastanın ağız yapısına bağlı olarak değişmekle birlikte 2 ila 4 ay arasında bekleme süresi yaşanır. İmplant uygulamasının çene kemiğiyle sağlıklı bir şekilde kaynaması için tanınan süre içerisinde gerekli görülmesi halinde bölgeye geçici diş uygulaması yapılabilir. Bekleme süresi boyunca ağız ve diş sağlığına, bakımına ve temizliğine özen göstermek gerekir.
Bu sürenin sonunda ikinci aşamaya geçilir. Üst yapım aşaması için gerekli olan süre yaklaşık olarak iki haftadır. Bu süreç içerisinde kök oluşturan implant üstüne dişler takılır. Bekleme süresinde 3 boyutlu planlama yapılarak ağız içine yerleştirme çalışmaları tamamlanmalıdır.
İmplantın uygulanmasından hemen sonra kalıcı protez takılmaz. Bunun sebebi ise, kemik dokusundaki iyileşmenin zaman isteyen bir durum olmasıdır. İmplantların İyileşme Süreci, birçok faktöre bağlı olmaktadır. Hastanın yaşı, kemik dokusunun vitalitesi, travma büyüklüğü gibi birçok faktör, iyileşme süresini etkiler.
İmplant uygulanan bölgede kemiğin implanta kaynaması, kemik iyileşme süreci ile aynı olmaktadır. İmplant takılan alanda, implantın kemiğe kaynaması yaklaşık olarak 8-12 hafta sürecektir. Bu aşamada kemik olgunlaşmakta ve iyileşme tamamlanmaktadır. Bu iyileşme süresi tamamlandıktan sonra ise üzerine diş takılacaktır. Ancak bazı hastalarda, gerekli şartlar sağlanmışsa, implantlar üzerine dişler hemen ya da birkaç güne takılabilir. Fakat bu durum her hasta için geçerli değildir. Genellikle implant uygulamasından sonra geçici protez takılır ve kaynaşma tamamlandıktan sonra kalıcı protez uygulanır. Bu sayede hasta bekleme süresini oldukça rahat şekilde tamamlar.
İmplantların takılmasından hemen sonra kalıcı protez takılamamaktadır. İmplant ve çene kemiğinin kaynaşması beklenmelidir. Her hasta için farklı olsa da fikir vermek amacıyla, bekleme süresi; alt çene için en az 2 ile 3 ay, üst çene için ise en az 3 ile 4 ay olarak ifade edilebilir. Ardından implant üstüne protez diş takılır. Bu bekleme süresinin bu denli uzun olmasının sebebi ise, protez diş takıldıktan sonra çiğneme işlevinin başlamasıdır. Şayet implant ve çene kemiği kaynaşmazsa, implant üzerine yük binmeye başlar ve implant başarısız olabilir.
Kemiğin kalite durumuna göre, implantın ilk uygulandığı sırada, kemiğe tutunma gücüne göre, ameliyatın karmaşıklığına göre ve açık sinüs lifting cerrahi uygulamanın yapılması ya da cerrahi işlemlerin birkaç uygulama şeklinde veya farklı zamanlarda olması halinde gereken süre uzayabilmektedir. Bu bekleme süresinde ilgili alan boş kalmaz.
Kaynaşma aşamasında geçici protezler uygulanır ve hasta bu bekleme sürecini oldukça rahat şekilde geçirir. İmplant uygulamasından sonra kalıcı protez takıldığında, belirtilen süreler içerisinde sert ve hatta orta sertlikte gıdalardan uzak durulması oldukça önemlidir. İmplant uygulamasından sonra doktor talimatlarına uyulması gerekmektedir.
İmplant tedavisi uzman hekimlerce uygulandığı taktirde ve hastanın doktor talimatlarına uyması durumunda iyileşme dönemi rahatlıkla tamamlanmaktadır. Bu aşamada hastanın iyileşme sürecine etkin olarak katılması, iyileşme sürecini sekteye uğratacak olumsuz davranışlardan uzak durması gerekmektedir. İyileşme dönemi tamamlandıktan sonra ağız ve diş hijyenine dikkat etmesi diş implantlarının ömür boyu, sağlıklı bir şekilde kullanılmasına yardımcı olacaktır. Bunun dışında eğer implant uygulamasından sonra ciddi ağrılar, şişme ya da ateş gibi belirtiler giderek artıyorsa, mutlaka uzmana haber verilmelidir.
Yara iyileşene kadar sigara içmemeniz önerilir, çünkü bu ağızda iyileşmeyi sınırlar.
Uzun yıllar boyu sağlıklı bir şekilde kullanılabilen implant diş tedavisi uygulamanın başında yapılacak doğru bir planlamayla da doğru orantılıdır. Temel olarak bakıldığında hastanın yapay bir diş dokusuna sahip olduğu işlemler sonunda uygulama ömür boyu kullanılabilir. Diş etinde hastalık olan veya ağız bakımına yeterli özeni göstermeyen kişilerde implantların kullanım ömrü doğal olarak kısalmaktadır.
İmplant bakımı ve ağız hijyeni tedavi sonrası önemli bir konudur. Normal dişlerde yaşanan sağlık sorunlarının tamamı implant dişlerde de görülür. Etkili bir temizlik yapılmaması durumunda implantlarda sırasıyla; şişlikler, kızarıklıklar ve sonunda da kanamalar başlayabilir. Süreci kemik erimesi takip edebilir ve bu aşamanın sonunda da implant kaybı yaşanabilir. Bu sorun kısa süre içerisinde sağlıklı dişlere de etki edebilir ve çürüğe bağlı diş eti problemleri yüzünden ciddi kayıplar yaşanabilir.
Tedavinin sonunda diş hekimi tarafından verilecek uygun temizleme teknikleri ve kullanılması gereken yardımcı malzemeler eşliğinde implant bakımı yapılabilir. Özellikle tedavi süresince iyileşmeyi engelleyici özellik gösteren sigara kullanımından mutlak suretle kaçınılmalıdır. Asitli içeceklerin aşırı tüketimi implant uygulamasının kullanım süresinin kısalmasına neden olabilir.
İmplant tedavisinin ardından geçecek ilk 48 saat çok önemlidir. Bu süre içinde implant dişlerin üzerine baskı uygulanmaması gerekir. Ağız içi basıncın dengelenebilmesi ve ilk 24 saat çalkalama yapılmaması kullanım süresinin uzaması üzerinde de etkilidir. İmplant diş sahiplerinin dişlerini fırçalarken rahat ve yumuşak hareketlerle kontrollü bir temizlik yapması önerilir. Vidalama bölgesinde yaşanacak şişlikler buz tedavisiyle kontrol altına alınabilir.
Tedavi sürecinde kullanılan malzemelerin hiçbiri ağız kokusuna neden olmaz. İnsan vücuduyla uyumlu ve oksitlenme yapmayan implant tedavisi sonrasında koku oluşması halinde sebepleri mutlaka araştırılmalıdır. Bu aşamada akıllara ilk olarak;
-İmplant çevresindeki diş eti uyumunun sağlıklı bir şekilde yapılmadığı,
-Protez uygulaması sırasında kullanılan malzemelerin yeterli ve doğru şekilde temizlenmemiş olabileceği veya
-Bakterilerin bölgede tutunmasını kolaylaştırıcı etkenler olduğu gelmelidir.
Tam dişsiz hastalarda uygulanan yöntem dört farklı noktaya dental implant tedavisi uygulanması ve diş protezinin bu bölgelere sabitlenmesi anlamına gelir.
Ameliyat sırasında diş implantında ağrı olmamasına rağmen, bazı hastalar işlemin uzunluğu ve ameliyatın niteliğinden dolayı rahatsızlık hissedebilirler. Çenenizdeki diş hekiminizin sondajını görmek, hissetmemeniz bile rahat olmayabilir. Dental implant diş ağrısı ve rahatsızlığını etkileyen başlıca faktörler şunlardır:
Dental implant diş ameliyatı, bazı diş implantları içeriyorsa veya çene kemiğinin derinliğini sağlamak için diş kemik grefti veya sinüs asansörünün gerekli olması durumunda, bazı hastalar için zor olabilir. Bu daha karmaşık vakalarda, diş hekimi özellikle dişhekimi kaygısı veya diş korkusu öyküsü olan hastalar için hastaya yardım etmek için sedasyon diş hekimliği önermektedir.
İmplant sonrası morarma, kanama ve şişlik meydana gelebilir. Bu normaldir ve özellikle ağrının artmış şişlik eşlik etmediği bir şeylerin yanlış olduğu anlamına gelmez. Ağrı ve acı gibi etkileri vücudunuz iyileşme sürecine başlayabilmesi için bol bol dinlenmek oldukça önemlidir.
Başlangıçta implantlar yerleştirildiğinde, kemiğin onları dengelemek için kök etrafında oluşmadığı için biraz gevşek hissedilebilir. Ancak, iyileşme döneminden sonra gevşek olmaya devam ederse, düşme bakımından riski altında olabilirler.
Bunun için birçok neden vardır;
Yeri değiştirilen bir implantın onarılmasının tek yolu değiştirme yöntemidir. Bazen aynı pozisyona getirilebilir, ancak başka zamanlarda bir iyileşme periyodu gerekebilir ve kemik greftleme ihtiyacı olabilir. Dental implantlarla ilgili bazı problemler ciddi olabilir. Tedavi, kötü dişin çıkarılması ve birkaç ay, hatta altı aya kadar beklemektir. Bu, doğal olarak herhangi bir enfeksiyonla baş etmeniz için vücudunuza zaman tanır. Daha sonra, implant yerleştirildiğinde, iyileşme sürecine müdahale etme yolunda bakteri olmamalıdır. Bu, enfeksiyon nedeniyle dental implant problemlerinden kaçınmanın bir yoludur.
İlk 24 saat boyunca yiyecek alımınızı sınırlandırmanız ve dikkat etmeniz önerilir. Sıvı besinler ve ameliyat yorgunluğunu atmaya yardımcı olabilecek sağlıklı besinler iyileşme sürecinin hızlanmasına destek olacaktır. Ayrıca, gazlı içeceklerden ve çok sıcak yiyeceklerden veya içeceklerden kaçınmak oldukça önemlidir.
İyileşmenin ilk gününden sonra püre haline getirilmiş gıdalara geçiş yapabilirsiniz, ancak aşırı sıcak yiyecekleri tüketmekten kaçınmak hala önemlidir.
Cerrahiden bir gün sonra ise:
Yumuşak besinlere yönelinebilir, ancak dikkat edilmesi gereken; pirinç, kinoa ve diğer küçük tahıllar gibi cerrahi alanlarda bulaşabilecek şeylerden kaçınmaktır. Diş etinizde travmaya neden olabilecek fındık ve cips gibi gevrek besinlerden uzak durulmalıdır. Bunun dışında tüketilebilecek gıdalar:
Gelişen ve her geçen gün ilerleyen tıp teknolojileri, diş hekimliği branşına da yansımaktadır. Çürüyen diş şayet kurtarılamıyorsa, diş çekilir ve ardından boşluğun olduğu yere implant uygulaması yapılır. ‘’İmmediat İmplant’’ olarak bilinen yöntemle, çekilen diş kökünün bulunduğu boşluğuna hemen implant uygulaması mümkündür. Bu sayede hastanın, implant uygulanması için 3 ay beklemesine gerek kalmamaktadır.
Hiçbir diş hekimi, dişi son raddeye kadar çekmeyi tercih etmez. İlk tercih, her diş hekiminde doğal dişi kurtarmaktır. Ancak çeşitli durumlarda diş kayıpları yaşamak kaçınılmazdır. Bu durumun telafisini sağlamak adına, yapılan araştırmalar ve geliştirmeler sonucunda, implant teknolojisi oldukça gelişmiştir. Günümüzde 3 haftalık bir süreç içerisinde, kaybedilen dişin yerine aynı işlevi gören ve doğal diş görüntüsüne sahip implantlar uygulanabilir.
Günümüzde, şayet diş önceden kaybedilmişse ve zamanla erime meydana gelmişse, kemik kalınlıkları uygun olmayabilir. Bu aşamada farklı çözüm yollarının denenmesi gerekmektedir. Eski diş kayıpları yerine şayet kemik hacmi yani kemik çapları ve derinliği uygun ise, implant uygulaması mümkündür. Fakat, kullanılmayan organlar küçülmeye uğrar.
Çene kemikleri açısından da bu durum geçerlidir. Çekilen diş kullanılamadığı için zamanla çene kemiği eriyebilir ve implant için yetersiz doku olabilir. Böyle durumlarda kemik yetersizse önce ilgili bölgede yeni kemik dokusu oluşturup sonra implant uygulanır.
Peri-implantisis, implant enfeksiyonu çevresindeki kemik ve diş eti dokusunu etkileyen kronik inflamatuar bir hastalıktır. Yerleştirilen implant sayısı arttıkça ve iltihaplı ve oklüzal taleplere maruz kaldıkça Peri-implantisis ile ilişkili sorunların görülme sıklığı da artabilir. Uygulayıcıların Peri-implantisis etyolojisini ve bu artan problemi önleme, tedavi etme ve sürdürmedeki rollerini anlamaları esastır. Peri-implant enfeksiyonları, diş implantlarını çevreleyen patolojik koşullardır. Mukozit, bir implantın çevresindeki yumuşak dokulardaki iltihaplanma ve ülserasyona atıfta bulunur ve periodontal patojenlere ters çevrilebilir bir konak tepkisidir. Diş implantını çevreleyen hem yumuşak hem de sert dokuyu etkileyen tahrip edici inflamatuar süreç olan peri-implantisis, daha şiddetli olup kemik kaybına neden olabilir.
Dental implant enfeksiyonu implant fikstürünün yerleştirildiği çene kemiğinde meydana gelen ve ağrı, kızarıklıkla şişlik, hoş olmayan koku ve tatsız tat ile ilişkili olan İmplant başarısızlığının temel sorumlu faktörüdür. Bazen sinir etkilenebilir ve uyuşukluk nedeniyle ağrı yaşanmaz. Bununla birlikte, kızarıklık ile şişme implant enfeksiyonunu ima eder ve implant diş hekiminin dikkatini gerektirir. Tedavi edilmediği takdirde, dişetinden kaynaklanan enfeksiyon, kemik kaybı ve komplikasyonlarla sonuçlanarak daha derin kemiklere yayılabilir.
Enfeksiyon ve ağrı, standart olmayan armatürler, büyük boy kronlar, gevşek implant veya gevşek iyileşme kapağı nedeniyle antibiyotik ve diğer ilaçlarla hafifletilebilir.
İmplant Çıkarılması Ameliyatı
Titanyum implantın ağızdan çıkarılması mümkündür. Diş hekiminin doğru aletleri olduğunda prosedür kolaydır. Diş eti seviyesinde bir metal halka sergilemekten hoşlanmayan veya metal duyarlılıklarını bildiren hastalar, bir hastanın metal (titanyum) implantını çıkarması için bir diş hekiminden isteyebilecek birçok nedeni vardır.
Apse tarafından yok edilen kemik, bir implant yerleştirilemeden önce bir veya daha fazla greft gerektirebilir. Bazen bazı yiyecek türleri, klasik patlamış mısır kabuğu veya çekirdekleri, küçük tohumlar ve benzeri, yumuşak sakız dokuları ile birbirlerine tutturulmuş diş veya implantlar arasında sıkışabilir. Küçük keskin parçalar, dişetinin iltihaplanmasına neden olan bağları koparabilirler ve bu yiyecek parçacıkları çıkartılmazsa dişeti dokuları enfekte olur.
Gıdaların sebep olduğu bu durum, dişeti dokuları ve dişler veya implantlar arasındaki gıdaların veya diğer yabancı maddelerin zorla sıkışması daha ciddi olabilir. Bakteriyel plak biyofilminin günlük olarak çıkarılmasıyla inflamasyona maruz kalmayan sağlıklı dişeti dokuları fırçalama ve diş ipi genellikle bakterilerin istilasına veya aşındırıcı gıdaların neden olduğu mekanik travmaya karşı oldukça dirençlidir.
Bakteri plağı biyofilminin birikmesine izin verilirse, dişetindeki dokular iltihaplanacak ve dişlere bağlanan epitel hücreleri daha iyi bir kelime istememek için yapışkan hale gelecektir. Aslında implant veya diş yüzeyinden sıkışırlar ve sıkı bağlanmalarını kaybederler ve yabancı maddelerin oluşan alana nüfuz etmesine izin verirler.
İnflamasyonlu doku, oluşturulan alana giren bakteri veya gıda parçacıklarına karşı daha az dayanıklıdır. Böylece kısır bir döngü oluşur; Normalde sıkı bir diş eti dokusu kopması kaybolduktan ve içindeki madde sıkıştığında, bakteriler ve zararlı yan ürünleri tamir ötesinde doku ve kemiği yok etme potansiyeline sahiptir. Bakterileri ve sıkışmış yabancı maddeleri profesyonel yardım almadan çıkarmak genelde ancak her zaman mümkün değildir.
Bazı tıbbi durumlar örn. Diyabet ve sigara içimi sorunu daha da kötüleştirebilir. Bir apse gibi akut bir enfeksiyon ortaya çıkarsa, implant kemik bağlantısını hızlı bir şekilde yok etme yeteneğine sahiptir. Peri-implantitis olarak bilinir (“peri” – “implantit” – implantları çevreleyen dokuların iltihabı). Ciddi olabilir, çünkü sağlıklı bir durumda kemik kaynaştırılır veya implant yüzeyine entegre olur, ancak enfekte olduğunda bu birlik “zamanla bütünleşir” ve implant mikronusuna yol açabilir.
Tüm sağlık konularında olduğu gibi, yapılacak en iyi şey, diş sağlığı uzmanının durumu değerlendirmesidir. Tedavi iltihaplanma derecesine, enfeksiyona ve diş eti dokularına veya implanta hasarlara dayanır. En olağandışı durum öncelikle iltihabı ve enfeksiyonu tedavi etmektir, genellikle etkilenen bölgeyi temizleyerek (gerektiğinde uyuşturmak için lokal anestezi ile), dezenfekte edici solüsyonlarla ve muhtemelen antibiyotiklerle sulanacaktır.
İmplant yüzeyinin maruz kalmadığından ve / veya hasar görmediğinden emin olmak için mümkün olduğunca çabuk görülmeniz önemlidir. Bu olasılığın tedavisi zor olabilir; Bir kez implant yüzeyi kontamine olmuşsa, kemiğe tekrar bağlanmayı imkansız değilse de çok zor olabilir.
İmplant; doğal diş işlevini yerine yetirmek için günümüzde uygulanan tedavi yöntemlerinden biridir. İmplant; silindir yapıda, vida şeklinde yapılardır. Diş kökü uzunluğunda olan implantlar ortalama olarak 4 mm çapa sahiptir. Bu yapılar, doğal dişe en yakın tedavi yöntemidir. Doğal dişlerle benzerliği bulunan implantlar, doğal dişlerle aynı işlevi görürler. İmplant dişin çürümesi söz konusu değildir. Diş implantı tedavisine başlamadan evvel, hastanın genel sağlık durumu incelenmelidir. Bu aşamadan sonra hastada meydana gelebilecek ya da mevcut sağlık sorunları belirlenmelidir. Özellikle şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kalp hastalığı gibi sorunları olan kişilerin gerekli kontrollerinin yapılması ve diş implantı için hazırlanmaları mümkün olabilir.
Hastanın çene kemiği içerisinde yapılan cerrahi uygulama ile yerleştirilen implant, çene kemiği ile 3 ayda kaynaşır. Bu aşamadan sonra çene kemiği ile implant bir olur. Bu dönemin tamamlanmasından sonra implant üzerine sabit porselen ya da zirkonyum dişler uygulanır. Bu sayede doğal dişlere yeniden kavuşmak mümkündür.
İmplant, günümüzde başarılı tedavi yöntemlerinden biridir. Ancak her tıbbi tedavide olduğu gibi, diş implantlarında da çeşitli riskler bulunur. İmplantların kırılması oldukça nadir olsa da yaşanılan tramvalar ya da kazalar sonucu implant kırılabilir.
Diş implantlarının, eksik dişlerin yerine konması için titanyumdan yapılması nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktadır. Protez vidanın kırılması, restoratif uygulamada bir sorun olmayı sürdürmekte ve kırık vidayı konservatif olarak çıkarmak için büyük bir mücadele vermektedir. İmplant tedavisi, güvenli bir teknik olarak düşünülür. Dental implantların başarısızlığı sadece başarısız osseointegrasyon veya periimplantit gelişimi gibi biyolojik faktörlerden değil, aynı zamanda teknik komplikasyonlardan kaynaklanıyor olabilir.
Genel olarak, bu komplikasyonlar aşağıdaki beş kategoriye ayrılabilir:
İmplant destekli restorasyonların başarısız olması, teknik problemlerden kaynaklanmaktadır ve implant bileşenlerine ve protezle ilgili olanlar olmak üzere iki gruba ayrılabilir. Diş implantları, titanyum alaşımından yapılmıştır, bu titanyum alaşımı, sadece kemiğinizle entegre olmanın yanı sıra, aynı zamanda en güçlü metallerden biri olma avantajına da sahiptir. Dental implant kökü, doğal diş kökünden daha güçlüdür ve çevreleyen kemikten daha güçlüdür. Bir diş implantını kırabilir veya bükebilir, ancak bu diğer yaralanmalara neden olabilecek çok kuvvet gerektirir. Çoğu zaman, implanta travma geldiğinde, etrafındaki kemik zarar görebilir ve implant gevşetilebilir.
35 yıldan beri aktif olarak uygulanan implant tedavisi diş hekimliğinde Bir devrim olduğu kadar bir çok soruyu da yanında getirmiştir Bunlardan en çok sorulanı ise implantın kanser yapıp yapmadığıdır. Aslında implant için kullanılan materyal yani titanyum, yıllardan beri ortopedistler tarafından kemik kırıklarının düzeltilmesi amaçlı rutinde kullanılmaktadır. Yani aslında implant yepyeni bir maddenin vücut içinde kullanılması anlamına gelmemektedir.
Bir kırık için kullanılan titanyum ne kadar kanser yapma ihtimali varsa, titanyum implantlarında o kadar kanser yapma ihtimali vardır diyebiliriz. Bu konuda yapılan çalışmalar titanyum Platinium gibi metallerin vücutta son derece uyumlu olduğu bu yüzden güvenle kullanılabilirliğini gösterir. Ancak yine de implant tedavisi yaptırmak isteyen hastaların bilinir markaları seçmeleri ve yıllardan beri implant üreten firmalara yönelmeleri daha doğru olur. Çünkü ne yazık ki, doğru koşullarda üretilmemiş ve saf titanyumdan üretilmemiş implantların vücutta nasıl bir etki bırakacağı doğal olarak bilinemez.
Diş eksikliklerinin giderilmesi için uygulanan tedavi yöntemlerinden biri olan implantların uygulanacağı bölgenin ilk olarak detaylı şekilde muayene edilmesi gerekir. Yapılan klinik muayenede genel olarak ağız ve diş sağlığı, diş eti sağlığı değerlendirilir. Bu sayede de herhangi bir sorun söz konusu ise, implant tedavisi uygulanmadan önce sorunlar giderilir ve sağlıklı ağza implant tedavisi uygulanır. İmplantın uygulanacağı alanda kemiğin şeklinin, yüksekliğinin-kalınlığının ve kalitesinin değerlendirilmesi için ise radyografik muayene yapılmalıdır. Bu sayede implant tedavisi başarılı olabilmektedir.
Röntgenler, genel ağız ve diş sağlığı hakkında bilgi vermektedir. Ancak yalnızca iki boyutlu bilgi vermesi dolayısıyla ölçüm açısından net ve kesin sonuçlar alınamayabilir. Bu sebeple de implant tedavisinin planlanmasında 3 boyutlu görüntü veren dental volümetrik tomografiler de kullanılabilir. Tomografilerle normal röntgen filmlerinde görülmeyen kemik ve yumuşak doku detayları görülebilmekte ve tedavi kalitesi artırılabilmektedir.
İmplant uygulanacak alanda çene kemiğinin zayıf olduğu durumlarda bu kısımlara yapay kemik tozları (kemik greftleri) yığılır. Bu yapay kemik tozları, yaklaşık olarak 6 ay içinde gerçek yapıda kemiğe dönüşür. Bunun dışında ise ağzın başka bir bölgesinden alınacak kemik parçası implant uygulanacak çene bölgesine yerleştirilerek kemik güçlendirilebilir. Bu hedefi gerçekleştirebilmek için trombositler de kullanılır.
Trombositler insan kanında bulunur. Kanama sırasında kanı pıhtılaşmasını yani kanamanın durmasına yardımcı olur. Diş hekimleri günümüzde trombositleri cerrahi yöntemlerde de kullanmaya başlamıştır.
Trombositler, kanamanın olduğu alanlarda koruyucu bir tabaka oluşmasını sağlar. Zar yapısında mevcut olan bu tabaka, diş hekimliği cerrahisinde kullanılır. Bu amaçla da hastanın ufak miktarda kan alınır ve özel olarak santirfüj cihazında işlem görerek 12 dakika içinde hastaya uygulanabilir aşamaya gelir. Bu yöntem sayesinde; yeni doku oluşumunu hızlandırır. Yeni doku oluşumu ile beraber kan damarı tamirini ve oluşumunu sağlar. Gerekli olan kolajenler ve hyaluronik asit üretimini hızlandırır. Sinüs duvarında yeni kemik oluşumuna destek olur.
Diş implantı, eksik dişlerin işlevini ve doğal görünümünü yeniden sağlamak için tercih edilen bir yöntemdir. Sağlıklı olan herhangi bir hasta bu prosedüre tabi tutulabilir. Sağlıklı bir gülümseme sağlamak ve kemik kaybını ve diğer ağız sağlığı sorunlarını önlemek için, eksik dişlerin mümkün olan en kısa sürede değiştirilmesi gerekir.
Diş implantları gibi tercihe bağlı prosedürler ilk trimestreden sonra yapılabilir, ancak çoğu oral cerrah hasta doğumu yapana kadar beklemeyi tercih eder. İlk üç aylık dönemden sonra hamile hastalara, dolgular, kronlar ve kanal tedavisi gibi rutin diş tedavilerine uygundur. Çalışmalar lokal anestezinin gebelik boyunca tamamen güvenli olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte diş implantları genellikle daha kuvvetli bir anestezi gerektirir, bu da gebelik ve bebek için oldukça risklidir. Birçok prosedürde implant tedavisi için röntgen çekmek de gerekmektedir. Bu sebeple de hamilelik döneminde implant uygulaması riskli olarak kabul edilir.
Hamilelik döneminde vücutta dramatik hormonal değişiklikler meydana gelir. Östrojen seviyeleri arttıkça, ağız enfeksiyona eğilimli olma riski ile karşı karşıya kalır. Diş eti hastalıkları daha yaygın görülür ve diş kayıpları dahi yaşanabilir. Bu sebeple de implant tedavisi, hamilelikten sonra gerekli olabilir.
Eksik diş sayısı 1 den fazla ise implant uygulanacak bölgeye bağlı olarak tek bir implant 2 ya da 3 diş yerine hizmet verebilir. Eksik her bir diş için ayrı bir implant uygulaması gerekmez.
Eksik diş veya dişlerin tamamlanması için uygulanan diş implantları, oldukça doğal görünümü ve işleyiş bakımından doğal dişlerden ayrılmaması sayesinde yaygın olarak tercih edilmektedir. Cerrahi bir işlemle dişlere uygulanan diş implantları, diş köklerinin yerini alan bir vida sistemiyle uygulanmaktadır. . Günümüzde diş implantları dünyada kemik dostu olarak bilinen titanyumdan üretilmektedirler. Titanyum, kemik ile hücresel düzeyde özel bir bağ oluşturarak biyolojik dokulara kolayca uyum sağlar.
İmplantlar titanyumdan üretilir. Vücudun normalde yabancı maddelere karşı geliştirdiği iltihabi veya alerjik reaksiyonlar titanyum için söz konusu değildir. Bu sebeple de uygulanan implantları vücut kesinlikle reddetmez. Ancak diş implantı işlemlerinin %100 başarılı olacağını söylemekte doğru olmaz. Cerrahi işlem ardından meydana gelebilecek bir enfeksiyon veya ağız bakımının iyi olmaması implantın kaybına sebep olabilir.
İmplant süresi; implantı uygulanan hekime, implantın türüne ve hastanın implanta nasıl baktığına göre değişmektedir. İyi bir ağız ve diş bakımı implant süresini uzatacaktır. Şayet iyi bir ağız ve diş bakımı yapılır, gerekli dönemlerde ağız içi kontroller yapılırsa implant uzunca bir süre ağızda kalacaktır.
Şayet sabit bir protez yani takılıp çıkarılamayan bir protez uygulanacaksa; üst çeneye en az 6 adet, alt çeneye ise yine en az 6 adet implant yapılması gerekebilir. Şayet hareketli bir protez kullanılıyorsa, protezin konuşurken veya yemek yerken oynamasından şikayetçi ise her bir çeneye 2 veya 4 diş implant yapılması gerekebilir.
Kullanılan protez yine takıp çıkarılabilir fakat implantlardan destek aldığı için ağızda oynama yapmayacaktır.
İmplant sayısı eksik olan diş sayısı ile yakından ilgilidir. Şayet hastanın yalnızca bir dişi eksikse, bir implant uygulanması yeterlidir. Fakat 3 diş eksikliği varsa, 2 implant yapılması yeterli olabilir.
İmplant tedavisi, günümüzde oldukça yaygın şekilde uygulanan bir diş tedavisidir. Diş implantları, titanyumdan üretilir. Bundan dolayı da herhangi bir alerjik reaksiyon ya da sağlık sorunlarına yol açmaz. Ancak hekim tarafından uygun olmayan şekilde implant yapılması ya da implatın hatalı şekillerde uygulanması gibi durumlarda çeşitli yan etkiler oluşabilir. Bu durumda başarısızlık söz konusu olabilir. Bununla beraber, hastanın implant tedavisinden sonra yeterli hijyen ve temizliği sağlamaması da başarısızlığa yol açabilir. Ancak bunlar yan etki değildir.
Çene kemiğine uygulanmış olan diş implantının çevresindeki bölgede enfeksiyon ve iltihaplanma meydana gelirse çeşitli problemler ortaya çıkabilir. Bu yan etki genellikle ağız ve diş hijyenine dikkat edilmeyen durumlarda ortaya çıkar. Çoğunlukla şeker hastası yani diyabetik kişilerde ve yoğun şekilde sigara kullanan hastalarda meydana gelmektedir.
Diş implantları titanyum adı verilen malzemeden üretilmektedir. Titanyum, vücut tarafından reddedilmeyen bir elementtir. Bu sebeple de vücudun titanyumu reddetmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Fakat bağışıklık sistemi çeşitli ve nadir durumlarda implantı reddedebilir. Yoğun sigara kullanımında bu durum ortaya çıkabilir.
İmplant uygulanırken hastanın herhangi bir rahatsızlık yaşamaması adına lokal anestezi uygulanmaktadır. Bu aşamada tecrübesizlik ya da uygun diş merkezinin seçilmemesi gibi faktörlerle sinirler hasar alabilir. Hasta konuşurken, gülerken, traş olurken, yemek yerken çeşitli sıkıntılar yaşayabilir. Bundan dolayı da implant tedavisinin mutlaka tecrübeli, güvenilir ve uzman diş hekimlerince yapılması gerekir.
Titanyum kemik dostu bir elementtir. Bu sebeple de kemiklerle kusursuz bir uyum sağlamakta ve genellikle herhangi bir alerjik reaksiyona sebep olmamaktadır. Bundan dolayı da implantlar titanyumdan üretilmektedir. Ancak çok nadir olarak bazı hastaların titanyuma alerjisi mevcut olabilir. Bundan dolayı da implant tedavisi yapıldıktan sonra hasta çeşitli sorunlar yaşanabilir. Fakat bu yan etkiler seyrek olarak görülmektedir.
Şeker hastalığı implant tedavisi için bir engel oluşturmaz. Aksine şeker hastası olan birçok hasta, hastalığın diş etlerine olumsuz etkisinden dolayı daha çabuk diş kaybedebilir ve daha fazla implant tedavisine ihtiyaç duyar.
Ancak bu tedavinin uygulanabilmesi için hastanın diabetinin kontrol altında olması birinci koşuldur. Bunun dışında gerekli bazı testler vardır ve biz klinik olarak tüm planlamalarımızı bu testlere bağlı olarak yaparız. Bu testler hastanın aylık ve 3 aylık ve anlık periyotlarda şeker düzeyini bilmemize ve takip etmemize yarar . HbA1c olarak adlandırılan bu testin sonucları hastamızın implant tedavisi için uygun bir zamanda olup olmadığını anlamamıza yardımcı olur.
Diş implantları; bir diş eksikliği, birkaç dişin eksik olması, kötü protezler, tüm dişlerin eksik olması gibi durumlarda uygulanan, doğal dişe en yakın ve işlevsel olarak uygulanan diş tedavi yöntemidir. Cerrahi ve restoratif işlemler, tedavi seçeneklerine ve etkilenen diş sayısına bağlı olarak değişir.
Dişler, başkalarının yüzüne bakarken gördüğümüz ilk şeylerden biridir. Çekiciliği değerlendirirken ya da bir iş pozisyonu için bir aday olunurken ilk değerlendirilen sağlıklı bir gülümsemedir. Bu durumda diş kayıplarında ve sağlıklı gülümsemede en sağlıklı tedavi, implant tedavisidir. İmplantlar herkes için uygun bir seçenek değildir. İmplant uygulanması için kişinin ameliyat olması gerektiğinden, hastaların sağlıklı olması, sağlıklı diş etleri olması, implantın desteklenmesi için yeterli kemiğe sahip olması ve titiz oral hijyene ve düzenli diş hekimleri ziyaretlerine bağlı olması gerekir.
Yaş, diş implantları için adaylığı değerlendirebilmek için özel olarak kullanılan bir faktör değildir. İmplant uygulanmasına engel olacak herhangi bir faktör mevcut değilse her yaşta implant uygulanması söz konusudur. İnsanların dişlerini kaybetmesinin birçok nedeni var. Bazen bu durum tamamen genlerle ilgilidir. Diş sağlığı kalıtsal olabilir. Kanser ve şeker hastalığı, ağız sağlığını etkileyebilir. Diş implantları, diğer diş değiştirme seçeneklerinde olduğu gibi, bakım ve özen gerektirir. Hasta bunları sağlayabilecek konumda ise, implant uygulaması yapılabilir.
İmplantlar kalça protezleri gibi diğer implant ameliyatlarında kullanılan aynı tür cerrahi metallerle yapılır. İmplant yerleştirilmesi ameliyattır ve bazen osseointegrasyon şansını artırmak için kemik greftlemesi gereklidir. İmplantın doğru ve güvenli bir şekilde yerleştirilmesi bilgi, beceri ve deneyim gerektirir. İmplantı örten abutment ve taç yüksek kaliteli ve dayanıklı olmalıdır.
Genel sağlık durumu iyi olan, sağlıklı dişetleri ve çene kemiğinde implantları destekleyebilecek oranda kemik mevcut olan, iyi ağız bakımı yapan bireyler implant tedavisinde yüksek başarı oranına sahip olduğu için bu hastalara implant tedavisi uygulanabilir. Bazı durumlarda kemiğin miktarı implant yerleşimi için yeterli olmayabilir. Şayet kemik kaybı fazla ise, ileri yöntemlere başvurularak implant yerleştirilmesi için uygun alt yapı sağlanarak implantlar yerleştirilebilir.
Dijital cerrahi rehber, implantları en doğru konumda, en hassas açılarla ve diş eti flebi kaldırmadan uygulamamıza yardımcı olan bir şablondur. Operasyondan önce hastadan aldığımız 3 boyutlu röntgen üzerinde, dijital ortamda implantları hassas açılarla yerleştiriyoruz. Sanal ortamda yerleştirdiğimiz implantların yerlerini ve açılarını gösterecek olan cerrahi rehberi üç boyutlu cnc makinalar tarafından elde ediyoruz. Operasyon sırasında cerrahi rehber bize implantları hangi bölgeye ve hangi açılarla yerleştireceğimizi gösteriyor. Bu şekilde Hata Payını minimuma indirerek operasyon süresini kısaltarak başarı oranı yükseltmiş oluruz.